Atriyal Fibrilasyonun Riskleri Nelerdir?
Atriyal fibrilasyondaki en büyük risk inmedir (felç).
Bu ritm bozukluğu sırasında kalpte atriyum (kulakçık) adını verdiğimiz odacıklarda düzenli bir kasılma yoktur . Kan, bu odacıkta nispeten hareketsiz olarak durur. Kalbin hareketsiz kalması kanın pıhtılaşmasına ve kanın şekilli elemanlarının birbirine yapışmasına neden olur. Bu şekilde bir pıhtı oluşur. Bu pıhtı hayati organları özellikle beyni besleyen damarlara gidip o damarları tıkayabilir. Beyin damarlarının tıkanması durumunda inme (felç) meydana gelecektir.
Ayrıca AF sırasında kalp çok hızlı çalışabilir. Kalbin uzun süreli hızlı çalışması kalp fonksiyonlarını bozar. Bu kalp yetersizliğine, hatta ölüme neden olabilir. Bu nedenle AF’li hastaların uygun aralıklarla doktor kontrolünden geçmeleri gerekir. Yapılan çalışmalarda AF varlığının hastalardaki ölüm riskini de arttırdığı saptanmıştır. Bu ritm bozukluğunun hangi nedenle ölüme yolaçtığı ise bugün için bilinmemektedir.
En büyük problem İNME
Atrial fibrilasyon karşımıza inme ile gelebilir. Atrial fibrilasyon nedeni ile sol kulakçıkta gelişen pıhtıdan kopacak parçaların vücudun herhangi bir yerine, özellike beyine gitmesi, inmeye yol açabileceğinden pıhtı oluşmasını önlemek son derece önemlidir.
Atriyal fibrilasyon olan kişilerin inme geçirme olasılığı 5 kat daha fazladır. Daha önce bilinen hiç bir hastalığı olmayan insanlarda, atriyal fibrilasyonun ilk belirtisi, kalpten kaynaklanan bir pıhtının birden bire yarattığı felç olabilir.
Çeşitli araştırmalar, inme geçiren her 6-7 hastadan birinde, atriyal fibrilasyonun varlığını göstermiştir. Çok tehlikeli olabilecek bu durum atriyal fibrilasyonun inme riskinin ne kadar ciddi olduğunu gösterir.